Türkiye’nin, bakliyatta üreten ve ürettiğini tüketen, aynı zamanda ihraç edebilen bir ülke olduğunu söyleyen Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Gümüş, diğer taraftan bakliyat sektörünün hammadde ithal edip, mamul ihraç edebilen, transit ticaretten pay alabilen bir yapıda ilerlediğine dikkat çekti.
Aile işletmeleri ağırlıkta tarımı yapılan sektörde ölçek sorununun bulunduğuna atıfta bulunan Hasan Gümüş, çok parçalı tarım topraklarında nedeniyle de verimlilik ve standart sorununun bulunduğunu bildirdi. Bakliyat grubu için sertifikalı tohumlukta istenen mesafelere erişilemediğinden söz eden Gümüş, “Ülkemizin coğrafi şartları, bölgesel iklim farklılıkları, mikroklima özellikli alanlar bakliyat kalitesi için avantajlar sunarken sertifikalı tohumlukta alınacak mesafe nitelikli seviyeleri getirecektir” dedi.
Kırsaldan göç, tarım topraklarının terkedilmesi, verimli ovaların çok yıllık bitkilere dönüşümü, tarımda yeni yatırımcıların daha katma değerli ürünlere yönelmesi, çiftçinin tarım sigortası dahil iklim ve pazar risklerine karşı direncinin zayıflamasının bakliyat üretiminin önündeki önemli engeller olduğunu kaydeden Hasan Gümüş, “TARSİM açısından bakliyat üretimindeki risklerin özel güvenceye alınması, sigortalılık oranının yaygınlaştırılması, buğdayda olduğu gibi verim sigortasının uygulanması önemlidir. Önümüzdeki yıllarda bakanlığın vereceği ilave destekler ve sözleşmeli üretimin yaygınlaşması ile üretimde artışlar bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Münavebe yöntemi bakliyat teşvikini artırır”
Çiftçilerin topraklarını münavebe (nöbetleşme) yöntemi ile kimyasallara karşı korumasında bakliyatın teşvikinin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Hasan Gümüş, bu kazanımın daha az gübre ithalatı demek olduğuna dikkat çekti.
Çiftçilerin toprağı koruması ile veriminin artması ve aynı ürünleri her yıl ekmeyeceği için hastalıklardan korunma anlamını taşıdığını söyleyen Gümüş, “Üretimdeki artış ile ithalat ihtiyacı ortadan kalkacağı gibi; vatandaşın bakliyata ulaşmasında kur risklerinin azalması, daha ekonomik ve sağlıklı gıdaya erişim ve gıda enflasyonunun azaltılmasında önemli faktörlerin devamında gelmesi demektir. Bununla birlikte dış ticarette ihracat potansiyelinin artışı ile ülkeye ilave döviz getirisinden de söz edebiliriz” değerlendirmesini yaptı.
“Çiftçinin muhtemel riskleri giderilmeli”
Bugün gelinen noktada çoğu üründe üretimin tüketimi tam olarak karşılamadığını aktaran Hasan Gümüş, nohut üretimi hariç diğer bakliyat ürünlerinde ithalatçı olduğumuzu, aynı zamanda önemli ihracatçı konumunda olduğumuzu, çünkü transit ticaret dahil hammadde satın alıp mamul ihraç edebilme kapasitesinin de mevcut olduğunu dile getirdi.
Kuru fasulye üretiminin 240 bin tonlarda iken tüketiminin 300 bin tonlara, yeşil mercimek üretiminin 50 bin tonlarda iken tüketiminin 60 bin tonlarda, kırmızı mercimek üretiminin 240 bin tonlarda iken tüketiminin 260 bin tonlara ulaştığı bilgisini veren Gümüş, yıllar itibarı ile iklim risklerine bağlı olarak üretimin değiştiğini, sadece nohut üretiminde net ihracatçı olduğumuzu ifade etti.
Sorunun artan iklim riskleri, hastalıklar, ölçek sorunu, kırsaldan kopuş, sertifikalı tohum eksikliği gibi çok sayıda faktörün yansıması kaynaklı üretimin artırılamaması olduğunu söyleyen Gümüş, şunları kaydetti: “Biz sanayiciler zaten sözleşmeli üretim yapıyoruz. Ancak ülke genelinde bakliyat üreticileri için daha organize ve ayrıcalıklı uygulamalara ihtiyaç vardır. Çiftçinin ölçeği büyütülmeli, aile işletmeleri güçlendirilmelidir.
“Küresel pazarda daha etkin olmayı hedefliyoruz”
OAİB nezdinde küresel pazarlarda daha da etkin olmak için çalıştıklarını sözlerine ekleyen Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Gümüş,Ticaret Bakanlığı’nın belirlediği Uzak Ülkeler Stratejisi doğrultusunda Tayland ve Şili’de gerçekleşen gıda fuarlarına milli katılım organizasyonları düzenlendiğini belirtti.
Gümüş, bahsi geçen fuarların sadece gerçekleştiği ülkelerde etkili olmayıp aynı zamanda bölgenin en önemli ve etkili gıda fuarları arasında yer aldığını dile getirdi. Yine İhracatçı Birlikleri organizatörlüğünde 2023 ve 2024 yıllarında Tayland, Japonya ve Rusya’ya yönelik Sektörel Ticaret Heyetleri düzenlendiğini aktaran Gümüş, “Potansiyel alıcılar ile ihracatçılarımızı bir araya getiren bu etkinlikler oldukça verimli geçti” dedi.