İzlanda’nın güneyinde tam 800 yıldır uyuyan tehlike uyandı. 1 günde 900 depremin yaşandığı Grindavik Kasabası sakinlerinin hayatı da bu sebeple kâbusa dönmüş durumda. Olası yanardağ patlaması 15 kilometrelik hattın herhangi bir noktasında her an yaşanabilir! Peki bu afet başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada kriz yaratabilir mi?
Kasaba içinde oluşan yarıklardan kimi zaman buhar da yükseliyor.
İzlanda’nın güney batısında bulunan Fagradalsfjall Yanardağı’nda faaliyetlerin artması üzerine dağ yakınlarında bulunan Grindavik Kasabası başta olmak üzere çevrede yaşayan binlerce kişi tahliye edildi. İzlandalı yetkililer, bölgede magmanın hareketleri sonucunda yaşanan ve haftalardır devam eden yer sarsıntılarının sıklığının giderek arttığına dikkat çekerek ekim ayı sonundan bu yana 20 binden fazla yer sarsıntısı yaşandığını açıkladı ve olası volkanik patlamanın yakın zamanda gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirtti.
Tahliye edilen 3 bin 800 nüfuslu Grindavik Kasabası’nda yapılan incelemelerde parklarda ve yollarda çatlamalar ve yarılmalar olduğu, magma hareketleri sonucu oluşan yarıklardan dumanlar çıktığı ve sadece pazartesi günü Fagradalsfjall Yanardağı’nın bulunduğu bölgede 900 deprem kaydedildiği tespit edildi. İzlanda Meteoroloji Ofisi (IMO) tarafından yapılan açıklamada, yer sarsıntılarının son günlerde daha az gerçekleştiğini ifade ediliyor olsa da olası patlamanın önümüzdeki birkaç gün içinde herhangi bir zamanda başlayabileceği değerlendiriliyor. Peki olası patlamanın Avrupa ve dünyanın geri kalanında etkileri nasıl olacak?
‘800 YIL SONRA UYANDI’
2021 yılında yaşanan patlamalardan önce bölgenin yaklaşık 800 yıl boyunca hareketsiz kaldığını ifade eden uzmanlar, Mart 2021’de yaşanan patlamada Fagradalsfjall Yanardağı’nın 500 ila 750 metre uzunluğundaki bir yarıktan lav püskürttüğünü söyledi. Sahada çalışan jeologlar ile sürekli temas halinde olduğunu ifade eden İzlandalı jeofizikçi Dr. Evgenia Ilyinskaya, son elde edilen verileri şöyle anlattı:
Depremler sebebiyle evlerinde ciddi hasarlar oluşan halk, evlerini tahliye etti.
“Cuma ve cumartesi günleri elde edilen veriler büyük ölçekli bir duruma işaret ediyordu ve endişe vericiydi. Bu durum Kuzey yarımkürede hava kalitesini etkileyecek kadar büyük sonuçlara neden olabilirdi. Ancak şu anda muhtemel olan senaryo bu değil. Pazar ve pazartesi günü elde edilen son veriler, olası patlamanın önceden düşünülenden çok daha küçük olacağını gösteriyor.”
Geçtiğimiz cumartesi günü yapılan incelemelerde okyanus tabanından İzlanda içine doğru yerin yaklaşık 800 metre altında 15 kilometrelik bir uzunluğa sahip magma hareketi belirlenmiş, Grindavik Kasabası’nın büyük tehlike altında olduğu belirtilerek kasabanın tahliye edilmesi kararı alınmıştı. University College London’da Jeofizik ve İklim Tehlikeleri fahri profesörü Dr. Bill McGuire, durumun kasaba için iyi olmadığına dikkat çekerek, “Grindavik yeni oluşan kırığa çok yakın bir konumda ve kasabanın hayatta kalma ihtimali çok düşük. Her şey magmanın yüzeye nereden çıkacağına bağlı. Ancak kasaba sakinleri için durum iyi görünmüyor” şeklinde konuştu.
‘BÖYLE BİR ŞEY GÖRMEDİK, UYUYAMIYORUZ’
Olağanüstü hâl kararı sonrası evlerinden tahliye edilen Grindavik sakinleri de daha önce böyle bir durumla karşılaşmadıklarını ifade ederek yaşanan olayların kendileri için şoke edici olduğunu belirtti. Tüm eşyalarını geride bırakan kasaba sakinlerinin evdeki önemli eşyalarını ve evcil hayvanlarını alabilmeleri için ise kontrollü girişlere müsaade etme kararı alındı.
Olası patlamanın 15 kilometrelik hattın herhangi bir noktasında olabileceği tahmin ediliyor.
Uzun yıllardır İzlanda’da yaşayan Sırbistan asıllı Pedrag, yer sarsıntılarının daha önce benzeri görülmediğini, insanların ayakta durmakta veya uyumakta güçlük çektiğini ifade ederek, “Hayatları boyunca orada yaşayan İzlandalı insanlarla konuşursanız, asla böyle bir şey hissetmediklerini söylüyorlar” dedi. Eşyalarını almak için kasabaya gittiğini ifade eden Pedrag, yaşadığı bölgede herhangi bir hasar görmediğini ancak magma hareketlerinden etkilenen ilçe merkezinin görüntülerini gördüğünü dile getirerek, yolların bazı kesimlerinde bir metreye kadar yarıklar ve kırıklar olduğunu iletti.
Grindavik Kasabası’ndan tahliye edilen 29 yaşındaki Gisli Gunnarsson da burada doğup büyüdüğünü ifade ederek, evini bir daha görememekten korktuğunu ve durumun ‘acımasız’ olduğunu söyledi. İzlanda Kızıl Haç’ın da görevli olan yetkililer ise tahliye edilen alanın çok geniş bir alan olduğunu hatırlattı ve durumun tüm İzlandalılar üzerinde etkiler bırakacak potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
2010 YILINDA HAVA TRAFİĞİNİ DURDURDU
İzlanda, bulunduğu coğrafya sebebiyle jeolojik açıdan dünyanın en aktif bölgelerinden biri olarak biliniyor ve 33 farklı volkanik sisteme ev sahipliği yapıyor. Orta Atlantik Sırtı’nın üzerinde yer aldığı için volkanik faaliyetlere çok alışkın olan ülkenin bu durumu bir turizm malzemesi haline getirmiş durumda. Uzmanlar, bölgedeki volkanik hareketliliğin sebebini Avrasya ve Kuzey Amerika plakalarının yılda birkaç santimetre birbirinden uzaklaşması olarak açıklıyor ve levhaların birbirinden uzaklaşması sebebiyle magmanın yüzeye çıktığını belirtiyor.
İzlanda’daki en büyük patlamalardan biri 1783’te yaşandı. 8 ay süren ve 5 aydan fazla bir süre Kuzey Avrupa üzerinde asılı kalan kükürt dumanları, yaklaşık 1 buçuk derecelik bir soğumaya sebep oldu ve bu durum 2 yıl sürdü.
İzlanda’da 2010 yılında Eyjafjallajokull Yanardağı’nın patlaması sonucu oluşan kül bulutları, Avrupa başta olmak üzere birçok bölgede hava ulaşımını haftalarca olumsuz etkilemiş, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa Hava Sahası’nda yaşanan en büyük kapanmalar sonucunda 1 ila 3 milyar euro arasında zarara sebep olmuştu. Bilim insanları, son veriler ışığında Fagradalsfjall Yanardağı’nda yaşanacak olası bir patlamanın 2010 yılında yaşanan patlama kadar etkili olmayacağını düşünüyor.